DEVAM: 1- İman ve islam'ın Fazileti
3. Muaz b. Cebel
157 (1) İbn Ğanm bildiriyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem), Tebuk gazvesi sonrasında Müslümanlarla birlikte dönüşe geçti. Yolculuk
sırasında bir sabah vakti sabah namazını kıldırdı. Namaz sonrası bineklerine
binip yola düştüler. Güneş doğduğu zaman gece boyu yol aldıkları için insanları
bir uyku tuttu. Muaz, Resulullah (s.a.v.)'in peşinden ayrılmazken diğer
insanlar dağınık bir şekilde bineklerini yolda kendi halinde bıraktılar.
Binekler bu şekilde otlanarak yol alıyorlardı. Muaz da Resulullah (s.a.v.)'in
peşinden gidiyordu. Onun da devesi otlanıp yürürken bir ara tökezledi. Ancak
Muaz dizginleri çekince at geri doğruldu. Muaz'ın devesi doğrulurken Resulullah
(s.a.v.)'in devesini ürküttü. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)
yüzünden peçesini sıyırıp geriye bakınca ordu içinde kendisine en yakın kişinin
Muaz olduğunu gördü ..
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:
''Ey Muaz!'' diye seslenince, Muaz: "Buyur ey Allah'ın
Resulü!" karşılığını verdi. Hz. Peygamber (s.a.v.):
''Yanıma yaklaş, buyurunca, Muaz develer birbirine değecek
kadar yaklaştı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
''İnsanların bana bu kadar uzak olduklarını düşünmüyordum''
buyurunca, Muaz: "Ey Allah'ın Resulü! İnsanlara uyku bastırdı, bundan
dolayı da hem otlanıp hem de yürüyecek şekilde develerini kendi haline
bıraktılar" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
''Bana da uyku bastırmıştı'' buyurdu. Muaz, Resulullah
(s.a.v.)'in ona karşı güler yüzlü olduğunu ve baş başa kaldıklarını görünce:
"Ey Allah'ın Resulü! İzin ver de beni hasta düşüren, acı veren ve üzen bir
konuyu sorayım" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
''İstediğini sor'' buyurunca, Muaz: "Ey Allah'ın
Resulü! Bana öyle bir amel söyle ki yaptığımda cennete gireyim ve bu konuda
sana başka da bir şey sormayayım" dedi. Resulullah (s.a.v.)'de üç defa:
''Ne güzel! Bana çok büyük olan bir şeyi sordun'' buyurdu
ve: ''Ancak Allah'ın hayır dilediği kişiler için pek kolay olan bir şeydir!
Allah'ın hayır dilediği kişiler için pek kolay olan bir şeydir! Allah'ın hayır
dilediği kişiler için pek kolay olan bir şeydir!'' diye devam etti. Muaz iyice
anlasın diye Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) her sözünü üçer defa
tekrar ediyordu. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) sözüne: ''Allah'a ve ahiret
gününe iman edersin. Namazlarını kılarsıb. Sadece Allah'a ibadet eder, O'ına
hiçbir şeyi ortak koşmazsın ve bu hal üzere de ölürsün'' şeklinde devam etti.
Muaz: "Ey Allah'ın Resulü! Söylediklerini bana tekrar
et" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) söylediğini üç defa
tekrar etti.
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): ''İstersen sana bu işin
temelini, direklerini ve zirvesini söyleyeyim'' buyurunca, Muaz: "Ey
Allah'ın Resulü! Anam babam sana feda olsun! Tabi ki söyle" dedi. Bunun
üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
''Bu işin temeli Allah'tan başka ilah olmadığına, tek ve
ortaksız olduğuna, Muhammedlin de O'nun kulu ve Resulü olduğuna şehadet
etmendir. Bu işin direkleri namaz, kılmak ve zekatı vermektir. Bu işin zirvesi
de Allah yolunda cihad etmektir. İnsanlarla namazı kılana, zekatı veren el
Allah'tan başka ilah olmadığına, tek ve ortaksız olduğuna, Muhammedlin de O'nun
kulu ve Resulü olduğuna şehadet edene kadar savaşmam emredildi. Şayet bunları
yaparlarsa korunmuş ve hak etmedikleri sürece canları ile mallarını bana karşı
korumuş olurlar. İçlerinde sakladıkları için de hesapları Allah'a kalmıştır. ''
Sonrasında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle
buyurdu: ''Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki namazdan sonra
cennetteki derecelere nail olmak için Allah yolunda cihadda yüzün renginin solması
veya ayağın tozlanmasından daha değerli bir amel yoktur. Kişi için Mizanlda,
bir bineği Allah yolunda infak etmesi veya Allah yolunda binilmek için
vermesinden daha ağır basan bir amel yoktur.''
Bu Hadis Hasendir
Heysemt (5/273) hadisin hasen olduğunu söylemiştir. İbn
Mace (72) rivayet etti.
158 (2) Abdurrahman b. Ebi Leyla'nın bildirdiğine göre Muaz:
"Namaz üç aşamadan geçmiştir" demiş ve sadece bu aşamaları
zikretmiştir.
Bu Hadis Hasendir
Diğer tahric: Tahavi (1/134)
159 (3) Muaz b. Cebel anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) ile birlikte Tebuk gazvesi sonrası dönüşe geçtik. Yolda Resulullah
(s.a.v.)'in yalnız olduğunu gördüğümde:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana öyle bir amel söyle ki
yaptığımda cennete gireyim" dedim. Nebi (s.a.v.):
''Ne güzel! Bana çok büyük olan bir şeyi sordun. Ancak
Allah'ın kolaylaştırdığı kişiler için pek kolay olan bir şeydir!'' buyurdu ve
şöyle devam etti: ''Farz namazları kılar, farz kılınan zekatı verir ve Allah'ın
huzuruna kendisine şirk koşmamış bir şekilde çıkarsın. Sana bu işin temeliniı
direklerini ve zirvesini de söyleyeyim mi? Bu işin temeli İslamıdır. Müslüman
olan kişi selamete erer. Bu işin direkleri namaz, zirvesi de Allah yolunda
cihaddır. Sana hayır kapılarını da bildireyim mi? Bil ki oruç (kişiyi günahlara
karşı koruyan) bir kalkandır. Sadaka ve gece namazı da kişinin günahlarına
kefaret olur. ''
Sonrasında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarmdan
kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için
harcarlar"[Secde 16] ayetini okudu ve:
"Kendisiyle bütün bunlara sahip olabileceğin şeyin ne
olduğunu sana söyleyeyim mi? buyurdu. Ancak birkaç kişi karşıdan gelince
Resulullah [Secde 16]'i benden meşgul etmelerinden korktum. Daha sonra:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana kendisiyle bütün bunlara sahip olabileceğim şeyi
söyleyecektin" dedim. Nebi (s.a.v.) eliyle dilini gösterdi.
Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Konuştuğumuz her şey'den
sorumlu tutulacak mıyız?" diye sorduğumda, Resulullah (s.a.v.): ''Ey Muaz!
Annen sensiz kalsın emi! İnsanları burunları üzerine çalan şey dillerinden
çıkandan başkası mıdır? karşılığını verdi.
Ravi Şu'be der ki: "Hakem'in bana bildirdiğine göre bu
hadisi kendisine ayrıca Meymun b, Ebi Şebib de aktarmıştır. Yine bana
bildirdiğine göre bu hadisi kırk yıl önceden işitmiştir."
Bu Hadis Sahihtir
Diğer tahric: İbn Ebi Şeybe (5/286), Nesai (4/166) ve
Taberani M. el-Kebir (20/305)
160 (4) Muaz b, Cebel anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem) ile bir yolculuktaydım. Yolculuk sırasında bir ara ona yakın olduğumda:
"Ey Allah'ın Resulü! Bana öyle bir amel söyle ki yapmam
halinde cennete gireyim, cehennem'den de uzaklaşayım" dedim. Resulullah
(s.a.v.) şu karşılığı verdi:
''Bana çok büyük olan bir şeyi sordun. Ancak Allah'ın
kolaylaştırdığı kişiler için pek kolay olan bir şeydir! Allah'a ibadet eder ve
O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın. Namazını kılar, zekatını verir, Ramazan
orucunu tutar ve haccı ifa edersin. Sana hayır kapılarını da bildireyim mi? Bil
ki oruç (kişiyi günahlara karşı koruyan) bir kalkandır. Sadaka ve gece namazı
da kişinin günahlarına kefaret olur.''
Sonrasında Resülullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından
kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için
harcarlar. Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse
bilmez"[Secde 16,17] ayetlerini okudu ve: ''Sana bu işin temelini,
direklerini ve zirvesini de söyleyeyim mi? diye sordu. Ben:
"Ey Allah'ın Resulü! Tabi ki söyle!" dediğimde,
Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bu işin temeli İslam,
direkleri namaz, zirvesi de cihaddır'' buyurdu ve: "Sayesinde bütün
bunlara sahip olabileceğin şeyin ne olduğunu sana söyleyeyim mi? diye sordu.
Ben: "Ey Allah'ın Resülü! Tabi ki söyle!" dediğimde, Allah Resülü
(sallallahu aleyhi ve sellem) dilini tuttu ve:
''Buna sahip oır buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü!
Konuştuğumuz her şeyden sorumlu tutulacak mıyız?" diye sorduğumda,
Resulullah (s.a.v.):
''Ey Muaz! Annen sensiz kalsın emi! İnsanları yüzüstü veya
burunları üzerine yere çalan şey dillerinden çıkandan başkası mıdır?
karşılığını verdi.
Bu Hadis Sahihtir
Diğer tahric: Tirmizi (2616) ve İbn Mace (3973)
4. Ebu Hureyre
161 Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
''Kıyamet gününde ameller huzura çıkarılır. Namaz gelip: «Rabbim!
Ben namazım» der. Allah: «Sen hayır üzeresin» buyurur. Sonra sadaka gelip:
«Rabbim! Ben sadakayım» der. Allah: «Sen hayır üzeresin» buyurur. Sonra oruç
gelip: «Rabbim! Ben orucum» der. Allah ona da: «Sen hayır üzeresin» buyurur. Bu
şekilde diğer tüm ameller huzura çıkar. Allah hepsine de: «Sen hayır üzeresin»
buyurur. En sonunda İslam gelir ve: «Rabbim! Sen Selamlsını ben de İslam'ım»
der. Allah da ona: ''Sen de hayır üzeresin. Bugün insanları senden dolayı
hesaba çekecek, senden dolayı onlara yaptıklarının karşılığını vereceğim»
buyurur. ''
Bu Hadis Zayıftır
Ebu Abdirrahman der ki: "Ravi Abbad b. Raşid güvenilir
biridir. Ancak Hasan, Ebu Hureyre'den hadis işitmiş değildir"!